decrepit |
yaşlı ve güçsüz, kuvvetten düşmüş, eli ayağı tutmayan |
|
degrade |
kötüye gitmek, kötüleşmek, fenalaşmak, bozulmak |
|
deify |
tapmak |
|
denominator |
payda |
|
deplete |
(kullanıp) bitirmek, tüketmek |
|
derive |
-den türemek, kaynaklanmak |
|
detection |
farketme, farkına varma, sezme |
|
discrete |
ayrı, münferit |
|
discriminate |
ayırt etmek, ayırmak |
|
disease |
hastalık, rahatsızlık, maraz, illet |
|
dispose of |
bir şeyden kurtulmak, atmak |
|
diverse |
çeşitli, farklı, çeşit çeşit, türlü türlü |
|
divination |
kehanet |
|
domesticate |
evcilleştirmek |
|
emission |
emisyon, salım, dışarı verme |
|
eruption |
patlama, yanardağ patlaması/püskürmesi |
|
evolve |
(zaman içinde) değişmek, değişime uğramak |
|
exalt |
yüceltmek, ululamak |
|
expeditiously |
hızlı ve efektif bir şekilde |
|
exponentially |
katlanarak, üssel olarak artarak |
|